21 Aralık 2012 Cuma

yok

Başka çarem yok.
Bu bir tercih değildir.
-
Artık bir süreliğine yeni insanlar tanımamaya,
özellikle de ilişkinin her yöne ilerleme ihtimali olan kız arkadaşlarımla ilgilenmemeye karar verdim bugün. Küskünlük, bıkkınlık gibi bir şey kesinlikle söz konusu değil ama,
pause yapayım biraz.
mecburum buna.
Eğer şu sıralar bütün gücümü tezime dönmek içün harcamazsam..
..
..
Tanımlayamıyorum bu sonu, umarım böyle bir şey yaşamak zorunda kalmam.
Umarım kendime sahip çıkarım da, Allah korur beni. Yoksa yamandır halim.
--
Ya hem..
Bana çok yaklaşıyorlar, sonra gidiveriyorlar.
Tamam. Belki çok insan gibi derinden sarsılmıyorum ama yine de basit bir şey değil ki..
Hiç bir şey olmasa bile üzüntü yaratıyor, ister istemez yıpranıyor duygular. Ayrıca insanın tahammülü de azalıyor farketmeksizin.
ve ben..
Bu yaşadığım tanımsız aşk denemelerinin aşka ve kadınlara olan bakışımı olumsuz etkilemesinden de endişe ediyorum kimi zaman. Ya bir gün biri yüzünden aşka küsersem, kadınlardan bıkarsam.. 
Ayıp olmaz mı şimdi iyi aşklara, güzel kalpli kadınlara.
Ben onları seviyorum!
Kimini tanıdım, şapka çıkardığım da çok oldu kendilerine:)
Saygısızlık etmek istemem doğrusu varlıklarına.

sonunda

enstitüye gittim sonunda.
ayların ardından gidebildim nihayet.
Nasılsın, nasıl gidiyor dedi hocam..
kötü dedim, gördüğünüz gibi..
bırakın enstitüye gelmeyi, başımı kampüse doğru çeviremeyecek kadar utanç içindeyim, yüzüm yok bu yana dönmeye dedim..
sen kötü bir şey yapmadın dedi..
Her şeyi anlattım çabucak.
Açık ve net dedim ne diyeceksem.
Olur bunlar, biz de yaşadık, mesele değil dedi.
N'olursa olsun bitireceksin bu tezi dedi.
--
--
--
İki fotoğraf hediye ettim çıkarken.
Arkalarına çok özel şeyler yazmıştım.
Çok sevindi.
Gerçekten mutlu oldu.
Sevindirdi beni de..
Anlayışlı insan vesselam,
hakiki bilim adamı.
adı O. K.

20 Aralık 2012 Perşembe

Dememiştim.

Metrodan inmiştim. 
Akşam vaktiydi.. 
daha bugün oluyor..
Tam da iş çıkışı.
Milyon tane insan iç içe..
Otobüsüme baktım  istasyondan çıktıktan sonra, acaba durağında var mı diye..
İşte o sırada göz göze geldim bir çocukla.
Dört beş adı uzağımdaydı.
Usulca yaklaştı. İsteyeceği şeyi tahmin ettim.
"Kent kart basabilir misin" diyecekti..
Ben de hiç düşünmeden "tamam olur" diyecektim.
Önüme doğru yürüdü, bakar mısın abi dedi,
buyur dedim, yaşı aşağı yukarı ben kadar vardı. Bana bi kent kart basabilir misin, metroya bineceği dedi, gözlerine baktım. Tamam gel hadi basıvereyim dedim. Hemen arkamı döndüm, istasyona doğru yürüdüm. turnikelerin önüne yaklaşınca bir an durdu, nerelisin dedi, konuşması çok tuhaftı. Bakışları garipti.. Çok garipti. Memleketimi söyledim. Bir şeyler deyip duruyordu. Hiç birini anlamadım. Zaten aklım fikrim dağınıktı o an. Epey yağmura maruz kalmıştım. Hava soğuktu. Yorulmuştum. Açtım. 
Durduk. Abi dedi, ben buraya çalışmaya geldim ama bizim harcımız değilmiş buralarda yaşamak, inşaatta çalışacaktım iş bulamadım dedi. Anladım para isteyecekti. Tedirgin oldum aslında, tuhaf geldi bu ikinci istek. Organize mi acaba diye geçirdim aklımdan. Ama yine de doğruluk ihtimali azdı belki ama, daha önemliydi benim için. Daha fazla üzmek istemedim, cüzdanımı çıkardım. O sırada sabahtan beri bir şey yemedim diye devam ediyordu. Daha öncede yaşamıştım benzeri şeyler. On lira verdim. Elini uzattı. Tokalaştık. Bir de öpüştük kırk yıllık dost gibi. Hem de çok tuhaf şekilde. Sevmedim bunu. Hemen cüzdanımı, teefonumu ve montumun iç cebindeki fotoğraf makinemi kontrol ettim farkettirmeden.
Teşekkürler ediyordu ardı ardına..
Kent kart dedim? İstemiyor musun? 
Sağol, gerek yok gibi bir şeyler geveledi.
Neyse dedim arkamı dönüp bastım gittim. Duracak halim yoktu oralarda. Hem baktım, otobüsüm de yolcu alıyordu.. Benimle birlikte o da döndü. ve yeniden sordu nerelisin diye o an kızdım içimden. Artık gitmek istiyordum. Arkamı döndüm. Yine önüme geçti. Hatta yolumu kesti. Abi dedi, verdiğin bu paranın ne kadar önemli olduğunu anlatamam sana dedi. Gözlerinin ta dibine baktım. Bir şeyler ima etmek için değil, sadece tanımak istedim bir an onu. Bakışları iyice tuhaflaşmştı. Benim bir nişanlım var dedi, memleketini de söyledi, anlayamadım. Sormaya da lüzum görmedim. Abi dedi yine, .. dır onu göremiyorum. bana bir kişilik bilet alır mısın, 27 lira dedi. "n'olur dedi, beni nişanlıma kavuştur" sonra da, "Allah da seni sevdiğine kavuştursun" diye devam etti. Her ne zaman kim bu duayı etse sevinir, çok sevinir birilerini geçirirdim aklımdan. Bu kez içim sustu. Hiç kimse geçmedi aklımdan. Amin demedim. Dememiş olmaktan buz gibi oldu o an. Durdum. Biraz daha para verecektim ama acaba dedim.. Omzumda çantam, cebimde iki telefon birden vardı. Zira iki buçuk ay önce servise verdiğim telefonumun yenisi gönderilmişti ve servisten onu almış, Çankaya'dan geliyordum o sırada. Paketindeydi aldığım telefonum. Bir de para çekmiştim yarım saat önce. Hem fotoğraf makinem de yanımdaydı ayrıca. İyice tedirgin oldum. Garip garip bakıyordu. Belli etmedim, çevremi gözden geçirdim önce, cüzdanımı güvenli bir şekilde çıkarıp on lira daha verdim, zaten başka bozuk param da yoktu. Hemen yürüdüm. İyice sıkılmıştım. Ardımdan bir şeyler daha dedi.. Elini uzattığında üç adım uzaktaydım ondan. Elimle selamlayıp gittim. Bir ara ardıma baktım.. Yağmur çoğalmıştı, kalabalıksa sel olup akıyordu; göremedim. Geride yitti.

Otobüse bindim.
Çocuğu unuttum.

Amin dememiştim.
O geldi durdu aklıma.

Dememiştim..
Demedim.

19 Aralık 2012 Çarşamba

y'ahu

ne diyeceksin..
nasıl diyeceksin..
hem işin kötüsü..
ne hakla diyecekin.
gitsin.
sevgilisiyle konuşsun bunları.
onunla paylaşsın.
neden bana yazıyor ki?
neden bana akıl danışıyor ki?
neden?
neden bana mesaj atıp duruyor ki?
-
atmasın.
yazmasın.
sormasın artık.
ağzımı açtıkça,
ellerim tuşlarda gezindikçe,
sabit kalıyorum.
uzaklaşamıyorum.
-
ve bu ayıp.
kaldıramıyorum kötü bir şey bu.
sevgilisi var neticede.
yakın olmasın bana.
aklı kaymasın.
aklımı tutmasın.
Üzmesin o çocuğu da.
üzmesin.
-
gece olunca saydırmasın mesajları,
yemeklerimiz aynı masada olmasın.
molaya çıkarken bekle demesin.
manalı manalı bakmasn bana.

dedim

Dur dedim kendime. 
demin oldu bu.
..
yapamam ben bunu.
yapmamalıyım.
olmamalı.
gerekirse bırakıp gitmeliyim de..
yapmamalıyım.
-
Allah korusun beni.
Yoksa..

18 Aralık 2012 Salı

göründü

memleket bitti.
izmir için yol vakti.
oooff ooff
ne işim var şimdi benim oralarda, 
pek de iyiydik buralarda.
bu şarkıyı da kendime ithaf ediyorum gitme diyerekten.

gerçi..
akşama doğum günü yapacaklar sürprizli.
yaşar da varırsak, eğlenceli geçer zannımca.

Şarkı

Çok mütüş bir şarkı

Beş sayfalık mektup yazıp gönderdim ya.. 
keyfe düştüm heralde biraz.
Neyse.