--
Bugün beşinci kasayı verdiler bana.
kartla yapılan işlemlerde "buyrun" diyerek uzattığım post makinesi dalgasına şifrelerini yazarken müşteriler,
malum, havaya bakındım durdum yine. Kapıya yakın olmamdan sebep dışarıya çevirdim hep başımı biraz olsun hakiki dinyaya temas edeyim diye.
Her çevirdiğimde de ilk gördüğüm, bilmem kaç şeritli yolun karşı çaprazında kalan benzinliğin yazısıydı.
"TOTAL"
Sonra güneş tam da oradan battı.
Artık iyiden iyiye bakamaz olmuştum o yana.
N'apayım alıyordu Güneş Hanım Efendi gözlerimi.
--
Çeşit çeşit insanlar geldi.
En çok da hediye paketi isteyenleri sevdim.
En çok da eşine, sevgilisine hediye alanlarla ilgilendim.
Mutluydular hep.
Onlara hizmet etmekten mutluydum ben de.
kıskanmak yerine, imrenmenin de ötesinde, masumca özenmekle yetindim.
Özendim işte..
N'apayım da başka (burada derinden of çekilir)
Eski Falım reklamlarında olur olmaz her yerden çıkıp,
"nazar etme n'olur iste senin de olur" diyen dedeler takımına güveniyorum ben hala.
-
Öğreniyorum kasayı her geçen gün biraz daha.
Kasanın kilidi "ödemeniz nasıl olacaktı" sorusuymuş, iyice kavradım bugün.
Neler duymadım ki..
Ah o "nakit" olacak diyen adamın taşıdığı özgüven..
Ah o "en fazla kaça bölebiliyorsunuz" diye söze başlayan amcanın kızaran yüzü!
Ah o "canlı olacak canlı! canlı yapacağım ödemeyi" diyerek cebinden tomar çıkaran adamın edepsizliği!
Ah o parasını güzelce hazırlayıp utanırak gülümseyen teyzenin tatlılığı!
Ah o bir elinde buruş buruş edilmiş bilmem kaç parayla üç kuruşun haksız hesabını benden soran adamın karanlığı!
Ah o kazandığı azıcık parayı güzelce harcamaktan huzur duyan çocuğun aydınlığı!
Ellerimi yıkıyorum yıkıyorum köpürmüyor.
Çıkmıyor pis kokusu kimi zaman..
Biliyorum.
"Elimin kiri" diyenlerin verdikleri kirletiyor hep elimi.
Biliyorum.. bana torunuymuş gibi davranan teyzenin uzattığı on lira tertemizdi,
Biliyorum ki, harçlığıyla bayramlık gömlek almaya gelmiş çocuğun uzattığı bozukluklar ışıl ışıldı..
Biliyorum ben..
Biliyorum kimin ki kirletiyor elimi..
Biliyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder