gecenin on birinde bir başıma.
sonra el verecek terminal, garaj, otogar her ne ise işte adı..
biri iki geçe otobüsünde dokuz numara..
oysa yıllardır aynıydı benim koltuğum..
alamadım bu kez onu. olmadı.
nereye gideceği belli otobüsün..
varacağı yer,
gireceği peron,
indireceği yolcular bile belli..
yolun biteceği saat..
hepsi belli.
yalnız..
otobüs bedenimi taşır..
bedenimi götürür gideceği yere..
ruhum bir sapan taşı mübarek.
belli ki,
yolculuk yolumun bittiği yerde başlayacak yine.
-
Biliyorum zamanla tersine "döndürülecek",
yollar şu gün gittiğim, ayrıldığım yere "çıkarılacak".
aslında istediğim yere "çevrilecek"
pusulamın kırmızı uçlu çivisi.
Hem..
Bundan da iyiyim ben.
Üzüntünün de hayırlısı olurmuş meğer.
İnsan üzülecekse böyle şeylere üzülmeli.
asacaksa yüzünü,
dertlenecekse iyilikten güzellikten dertlenmeli..
işte tam da böyle.
Çok şükür!
Çanta Hazır
Az Kaldı Yollanmaya
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder