Okumalı şu insan kişisi.
Hep okumalı. Ölünceye dek, az da olsa her gün.
Her fırsatta. ve çok da seçmeden.
Her şeyi. Ayırt etmeden, kitap başta; yürüyen adamın gölgesinden, musluktan damlayan suya; kulakları yırtan gemi düdüğünden damda gezen kediye, üzgün insan simasından kahkaha sesine; yere düşen yaprağa; kalabalık ortam kokusundan, parkta oturan dedeye kadar.. Her şeyi okumalı insan kişisi. İstisnasız. Ayırt etmeden. Hep.
**
Okumalı ama hemen de inanmamalı her bir şeye.
Salt sat dizmemeli yan yana.
Dümdüz koymamalı aklının vitrinine.
Çuval çuval okunmuşluk getirip yığmamalı da kalbinin odacıklarına..
Onca göz emeğinin ardından ağızlar dolusu alakasızlıklar da saçmamalı..
**
Hayattan lego parçası gibi her bir şeyi okuya okuya bir şeyler toplamalı. Sonra gece evde, herkeşler uyurken aklını eğip ne var ne yok hepsini önüne dökmeli. Topladıklarını özenle ve güzelce; sorgusuzca ve sualsiz; özgürlüğün bile kıskanacağı kadar sınırsız bir ruhla birleştirmeli. Yan yana koymalı. Ölümsüzlük umup, hani Çinliler gibi sedler yaparcasına.. Babillilere özenip kuleler dikmeli. Bir gün Yıkılacağını bile bile. Sonra ayırmalı, sonra yeniden ve başka bir benzersizlik içinde tekrardan birlşetirmeli o okunmuşluk parçacıklarını. Sonra tekrardan ayırmalı, başka zaman yine birleştirmeli, sonra yine yine ayırmalı. Bıkmadan ve usanmaktan uzak.
**
İşte..
Akşamın dönüşünün güzelliğini sabahtan kalmış bir simit susamında görebilmek ancak o zaman mümkün olabilir. Gürleyen gök ile kızgın bir adamın yüzünün aynı satırda buluşmasıyla; düşen yaprakla binlerce kilometre uzaktaki bir adamın ölümünün bir paragrafa sığışması da ancak böyle imkan bulabilir. Hatta ve hatta Ağustos Böceğinin sazıyla; bir yazarın rüzgara fellik fellik uçurtma aratması ve koca şairin kalkıp yırtılan gökleri dikmeyi iş edinmesi de dünyaya böyle bakmış olmaktan doğmuş olsa gerek.
Ekimin beşinci günü,
Yerlerden Bornova,
Havalardan serin,
Günlerden cuma,
Yıllardan 2012.
hayat kırık.
YanıtlaSillego parçacıkları gibi kolayca eklenebilse kırıklar ek yerlerinden keşke...
yazar, şair bunun kavgasında olmalı. bin bir kahırla içine ufalanmış yaşam parçacıklarını didine çırpına birleştirme çabasında..
dili döndüğünce...