ve Şimdi-

Alın size Şapaşille! 

Şimdi..

ve şimdi akla gelecek "neden yazıyorsun" sorusu

Üzüntüler ayyuka yuvalansın, çikolatalar kararsın, gök samana dönsün, Sait denize düşsün, şairler işi bıraksın, hikayeler eskicilere satılsın, kederler lağımlardan denizlere dökülüp balıkları tepelesin, rüzgar niyeti bozup çocuğun uçurtmasını araklasın diye yazmıyoruz heralde bunları!

Yazmıyoruz Efendi yazmıyoruz bunları göz yaşları sel olsun diye, sel iyi bir şey değil.

Güzelce yazıyoruz ki göz yaşları buharlaşıp göklere karışsın, sonra bulut olsun..

O yüce kitabın bereketli rüzgarlarıyla buluşup yağmur olsun, bir gün rahmet olup yağsın, serinlik katsın, gönülleri ferahatsın..

Feraflatsın da

"şöyle derince bir nefes alıp oh çekelim" diye yazıyoruz bunları!

Hayallerim üzerine yemin olsun ki!

ayrıntılar olağanca saflığıyla ve an'lığıyla varlık bulsun,

en berrak ve katkısız halleriyle hiç unutulmasın, tazelenmesi her haliyle  huzur versin diye yazıyorum..

Ne de güzel bir iş işlendi,

Ne de makbül olundu.
"konuşmak istediğim bir şey var" diyen cesarete insan kurban olsun!
Bu asilliğe hayran kalınsın,
Hayretler edilsin!

En önemliden, en değerli, en güzel en anlam dolu olandan geçildi de gelindi bugüne..

umuldu, inanıldı ki vaad eden vadinde durur.

Şüphe de yok bundan!

Artık bırakmalı.

gamı kederi rögar kapaklarından salıp denize ulaştırmamalı..

Bundan bu mübarek işten göz yaşıyla da olsa huzur bulmalı..

Eğer "yok olmaz" denirse bunlara yanıt

Geceler boşa değil ya, çalışırken uyuklamaktan mı korkacak bu bünye

durdurulmazsa, gülümsenmezse, dönülmezse hayata..
ben arzederim yükseklerden.

madem ki uçan bir seccadem var,

ve madem ki daha sabah olmadı 
***

Allah’ın rızasını kollamak ve ruhlarındaki imanı kökleştirmek için mallarını harcayanların durumu ise, bir tepedeki güzel bir bahçenin haline benzer. Bir bahçe ki ona bol yağmur yağar, meyvelerini iki kat verir. Bol yağmur düşmese de hafif bir yağmur, bir çisinti de yetişir. Allah ne yaparsanız hepsini görür.

Sizden herhangi biriniz hiç arzu eder mi ki: Kendisinin hurmalığı ve üzüm bağı bulunsun, Bahçede dereler akıyor, içinde her türlü mahsulatı bulunuyor. Ama kendisinin üstüne de ihtiyarlık çökmüş ve elleri ermez, güçleri yetmez, bakıma muhtaç küçük çocukları var. Derken… ateşli bir kasırga kopsun da bağı kasıp kavursun? İşte Allah âyetlerini size böyle apaçık bildirir. Olur ki iyi düşünürsünüz.

Ey iman edenler! Kazandığınız şeylerin ve yerden sizin için çıkardığımız nimetlerin iyi olanlarından Allah yolunda harcayın! Siz göz yummadan, gönlünüze yatmaksızın almayacağınız bayağı şeyleri vermeye kalkmayın! İyi bilin ki: Allah ganidir, hamîddir (kimseye ihtiyacı yoktur, bütün övgülere layıktır).

Şeytan sizi (hayırda harcamakla) muhtaç olacaksınız diye korkutur, sizi cimriliğe ve çirkin şeylere teşvik eder. Allah ise kendi katından bir af ve lütuf vaad buyurur. Allah’ın ihsanı geniştir, her şeyi hakkıyla bilir.

O hikmeti dilediğine verir. Kime hikmet nasib edilmişse, doğrusu ona pek çok hayır verilmiştir. Ancak tam akıllı olanlar gerçekleri anlar ve düşünürler.

Hayır olarak harcadığınız her şeyi, adadığınız her adağı, Allah mutlaka bilir ve mükâfatını verir. Fakat zalimlerin âhirette yardımcıları olmaz.[Bakara 265-271]

O gün 

Sevilmeyeni, değersizi önemden yoksunu değil, 
en önemlisi göz bebeği harcandı Allah yolunda.
Gelecek umulan gün.
Kuşkum yok!
Yemin ederim ki kuşkum yok..
En meşru, en güzel yolla gelecek..
Lutfedip yolları en sanatlı şekilde düzelten, güzelleştiren O değil mi?
Kalplerin hükmü O'nda değil mi?
Alıvermedi mi çok istedim diye bir üç harfliyi içimden?
--
Bir anda gitmenin tamamen yok olmanın imkanı yok..Yaşayın güzelce..
Hayat meşgalesi kısacak zaten klavyeleri kendiliğinden..
Azaltacak yavaşça ve farkettirmeden..
Sonrası Allah Kerim!