22 Ekim 2012 Pazartesi

Trenin Taşırdıkları

Ne güzeldi bugün yolculuk..
Halkapınar'da oturdum bankıma,
fırıldattım pantolonumu aklımdan geçen müzgarlarla..
Sonra anons duyuldu "istasyonumuza yaklaşan tren Cumaovası yönüne gider" diye..
Koşuşturanlar oldu.. 
Yavaşka kalktım.. 
Saatime bakar gibi yaptım polimden..
o iyice sıkmadığım kordonlu saatime.
Pek de güzel bir yere oturdum..
Koydum sol kolumu camın önüne..
Dükkan taa bilmem nerelere taşınsaydı; hatta habire zıp zıp zıplasaydı..
yol hiç bitmeseydi; tren hiç durmasaydı iyiydi.
Bugün iyice kıstım tren kalabalığının sesini, 
Olga Belikova dinledim yine dün durmadan dinlediğim şarkı hariç.
--
"eta jizn" işte hayat! 
diyor bir şarkıda
anlamaya çalışmadım.
Bir kaç kelimesine kulak verdim işte..
Sonra anladığım dört kelimeyi birleştirdim..
Diyor ki, 
"İşte Hayat!
Orijinal değil ki bu yaşananlar..
Benzersiz olan, hayatın ta kendisi, 
yaşananlar o orijinalliğin bir parçası..
Hayatta olmaya, yaşamaya cesaret edebilenlere!
Çektiği nefesi akciğerinden önce kalbinden geçirenlere!
Her şey her bir şey orijinal zaten
İşte hayat! "


Hadi kulak verin yolda olanlar!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder